Evet sevgili işsiz kalan ve kendini işsiz hisseden dostlar;
Lise 2 coğrafya dersi edasıyla, sanki yaşadığımızın ne olduğunu bilmiyormuşçasına, öncelikle içinde bulunduğumuz durumun bir tanımını yapmakta fayda var.
Bu tanımı yaparken Milli Eğitim müfredatını sadece rehber alacak ancak kendisi kadar sıkıcı ve işlevsiz tanımlardan uzak duracağız.
Canımız istediğinde tanımı madde madde detaylandıracak, yeri geldiğinde bir Umut Sarıkaya edasıyla gündelik betimlemelerde bulunacak, çoğunlukla da 'amaaan' diyip bilgisayardaki gerzek oyunumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Buyrun. Başlayabiliriz.
- İşsizlik, bir çok işi yapabilecek beceriniz olduğu halde sadece ücretlendirilmeyen 'ev içi görünmeyen emek' için enerji harcamaktır.
Acıdır ki, bir çok 'işli' arkadaşımız çay ve kahve yaparak hayatını öyle ya da böyle idame ettirebiliyor, mutlu mesut mobbinge maruz kalabiliyor ve sgk'ya kayıtlı olabiliyorken, bizler gece gündüz hazırladığımız hiç bir içecek karşılığında bir sigara parası dahi kazanamıyoruz.
2. İşsizlik, işli zamanlarımızda iş çıkışı ya da haftasonları uykumuzdan feragat edip koşa koşa gerçekleştirdiğimiz sosyal aktiviteleri 24 saat boşken gerçekleştirememe halidir.
Bu atalet halini, işli arkadaşlarınızın anlaması beklenemez elbette ki. 'Yani bir sahilde yürüyüş yapmak ne kadar zor olabilir ki!' diyen sevgili dostlarımıza fırlatacağımız tabak ve çanakları seçerken efektif davranabilmek için, önceden hazırlanmalı, varsa 24lü set parçalarından uzak durmalı, ekonomik durumunuza bağlı olarak ucuz çin malı ürünlere rağbet göstermeliz.
3. İşsizlik, girişimci zeki arkadaşlarınızdan nefret etme halidir.
Siz, işverenin emeğinizi en ucuza kullanması için bırakın İnsan Kaynakları duvarını aşmayı o duvarı görmeye bile çağırılmıyorken, süper zeki arkadaşlarınız elin bankasına borçlanıp hasbelkader kendi işini kuruyorsa, harekete geçin ve kendi işinizi kurma gazından acilen kurtulun! Bu tarz işleri beceren insanlar bunu işsizken gaza gelip yapmıyor, zaten bir işveren sahibiyken zekice fikirlerini gerçekleştirip tüm gemileri yakarak bu yola çıkıyorlar. Kendinizi gaza getirebileceğiniz tek nokta, onlarla bir iş sahibi olana kadar görüşmemek olmalıdır. Böylece yetersizliğinize yeterlilik katıp, bir kaç hafta daha özgüvensel hayat enerjinizi koruyabilirsiniz.
4. İşsizlik, 'çok tıklanan videolar' eksperliğinin derin acılar vermesidir.
Algınız hiç olmadığı kadar seçicidir. Tüm vakti bol, parası az insanlar gibi kendinizi bilgisayar başında gerzek videolar izlerken bulursunuz. Evita'nın hayatını ya da koleranın Avrupa nüfusuna etkisini okumayacağınıza göre; şirin kedilerden, barbekü yaparken kendini yakan komik Amerikalı adamdan, düğününde eteği yırtılan gelin videolarından haberdar olmak sizin işinizdir. İşte bu noktada bir anda "Herkesin bi popisi var" diyen amcanın bu yorumu yapmak için ömrü hayatında geçirdiği o lüzumsuz yılları nasıl finanse ettiğini düşünüp ağlamaya başlarsınız. Çünkü onun bile bir evlilik programında kasıla kasıla otururken anlatacağı bir işi ve kim bilir ne mülkleri vardır.
5. İşsizlik, modayı zorunlu olarak takip etmektir.
Günlük gıda tüketiminiz birazcık fazla sigara ve alkolü saymazsak çok değişmemişken, bir anda büyüyen popişiniz, yıllardır iyisiyle kötüsüyle giydiğiniz kotlarınıza sığmamaya başlar. Siz pek anlayamazsınız. Yahu bişey de yemiyorum ki serzenişleri nafiledir. Çünkü bişey tüketmiyorsunuzdur da. Bu noktada alınması gereken her yeni üst başta gerçekçi olmalıyız. Pembe tüylü sihirli değnek sadece güzellik yarışmalarında barış dileyen saftirik genç kızlarımızın elinde olduğu için işsizlik gerçeğiyle yaşanacak zaman dilimini doğru hesaplamalıyız. Şimdiki bedeniniz bir ay sonra gerçekliğini yitirecek ve bir daha kot almaya paranız da olmayacak. Yaniiii, evet! İki beden büyüğünü alın dostlar!
6. İşsizlik, üretken arkadaşların fotoğraflarını dart tahtasının tam ortasına yapıştırmaktır.
Bu zorlu süreçte dahili ve harici düşmanlarınız olacağını söylemeye gerek bile yok. İşsizliği, belediyelerin meslek edindirme kursu kıvamında her hafta başka bir hobi ve meziyet edinerek geçiren arkadaşlara yapılabileceğimiz tek bir şey var. Hali hazırda bilgisayarın masaüstünde yollanmayı bekleyen CV'lerini gizlice 'risk budur' efsanesine uygun hale getirerek, 'hemen!' daha çok işe başvurması için teşvik etmektir.
Bu yazıda zaten çok iyi bildiğimiz işsizliği kısaca tanımladık. Bir sonraki 'şerefsiz arkadaşlar, gıcık tanıdıklar, söylenen anne babalar' içerikli yazımızda görüşmek ümidiyle.
Hareketsiz kalın....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder